Merdivenlerde Kaç Basamaktan Sonra Korkuluk?
Hayat, bazen merdivenlerde ilerlemek gibi olur. Adım adım, temkinli ama kararlı bir şekilde… Bazen de yolun ortasında, korkuluk olmadan sadece cesaretle ilerlemek zorunda kalırız. Bugün, sizlere bir hikaye anlatmak istiyorum. Belki de hepimizin içinde bir şekilde yankı bulacak bir hikaye. Bu, bir merdivenin hikayesi, ama asıl sorusu, “Merdivenlerde kaç basamaktan sonra korkuluk?” sorusudur.
Bir gün, Ali ve Elif arasında geçen bir konuşma, bu soruyu daha derinden sorgulamama neden oldu. Onların hikayesini paylaştığımda, belki siz de kendi hayatınızda bu sorunun karşılığını bulabilirsiniz.
Ali ve Elif’in Merdiveni
Ali, her zaman çözüm odaklı bir adamdı. Ne zaman bir sorun olsa, hemen bir çözüm önerisi sunardı. Elif ise, tam tersi bir şekilde, her durumu anlamak, duygusal olarak hissetmek isterdi. Bir gün, eski bir evdeki merdivenin başında duruyorlardı. Ali, biraz daha yüksekten korkuyordu, Elif ise temkinli bir şekilde yavaş yavaş ilerliyordu.
“Merdivende neden korkuluk yok?” diye sordu Elif. Ali, hemen başını kaldırıp, ciddi bir şekilde düşündü ve ardından gülümsedi: “Bence bir çözümü olmalı. Belki korkuluğa ihtiyacımız yoktur. Ne kadar basamaktan sonra düşmemiz gerektiğini söyleyen bir kılavuz mu var?”
Elif gülümsemeden edemedi. “Ama korkuluk, yalnızca düşmemenin değil, aynı zamanda tutunmanın bir simgesidir. Bir noktada, birinin seni tutmasına ihtiyacın olur. Korkuluk, seni saran güveni temsil eder.”
Ali başını sallayarak, “Bunu anlamaya çalışıyorum,” dedi. “Ama bir noktada, güvenin sağlanması için adımlar atmak gerekir. Yani, merdivende kaç basamaktan sonra korkuluk gerekir?”
Elif bu soruya daha fazla anlam yükleyerek, bir an durakladı. “Bilmiyorum. Ama belki de her merdivende, her ilişkiyi ilerletirken, korkuluk olmadan ilerlemek zorunda kaldığın bir yer vardır. O adımların senin kararlılığını test eder. Korkuluk, bir nevi bağımlılık gibidir; bir süre sonra bağımsız olmalısın. Gerçek güven, korkuluktan önce gelir.”
Bir Merdiven, Bir Kadın, Bir Adam
Ali ve Elif’in hikayesi, aslında birçok ilişkide gördüğümüz bir yolculuğun özetidir. Erkekler, çözüm odaklıdır; her sorunu bir planla aşmak isterler. Kadınlar ise, daha çok duygusal bir bağ kurar, ilişkilerin ve durumların derinliklerine inmeyi tercih ederler.
Ali, bir çözüm bulmaya çalıştı: “Korkulukları kaldırabiliriz, belki bu şekilde merdiven daha özgür hale gelir,” dedi. Ama Elif için bu sadece bir öneri değildi, bir anlam taşıyordu. Elif, korkulukların sadece fiziksel bir öğe değil, aynı zamanda duygusal bir güven inşa etme aracı olduğunu hissetti.
İşte o an fark ettim ki, herkesin kendi merdiveninde korkuluğa ne zaman ihtiyaç duyacağı, aslında onun güven arayışı ve bağımsızlık anlayışıyla ilgilidir. Her basamağı tırmanırken, insanın içindeki korkular, cesaret ve güven, bir arada bulunur. Kimileri korkuluğa sadece birkaç basamaktan sonra ihtiyaç duyar, kimileri ise, çok daha yüksek noktalarda.
Sonra Ne Oldu?
Ali, bir süre sessiz kaldı, sonra gülümseyerek Elif’in sözlerine kulak verdi: “Belki de gerçek güven, merdivenin korkuluksuz kısmında başlar,” dedi. Ve ikisi birlikte bir karar verdiler. Merdivenin her basamağında, hem bağımsız olmak hem de birbirlerine güvenmek üzerine adımlar attılar.
Hikayenin sonunda, her ikisi de fark etti ki, aslında korkulukları inşa eden, sadece fiziksel bir şey değil; aynı zamanda duygusal güven de oluşturulmalıdır. Güven, her adımda, birlikte tırmanılan her basamaktan sonra kurulabilir. Yani belki de sorunun cevabı şudur: Korkuluk, bazen birinin seni tuttuğu yerden çok, iki kalbin birbirine güvenmesiyle anlam kazanır.
Peki ya Siz?
Merdivenlerde kaç basamaktan sonra korkuluk gerekir? Belki de bu soru, her biri farklı bir merdivende yürüyen insanların içsel bir yolculuğunun sorusudur. Bu hikayede olduğu gibi, bazen çözüm odaklı olmak, bazen de duygusal bağları hissetmek gerekir. Şimdi, sizin düşüncelerinizi öğrenmek isterim.
Yorumlarınızı paylaşarak, bu konuda sizin de hissettiklerinizi dinlemek çok isterim. Belki de bir merdivende korkuluğunuzu bulduğunuzda, aslında kendi güveninizi de bulmuşsunuzdur.