Antepi’yi Kim Kurtardı? Bunu Ciddiye Alan Var Mı?
İzmir’de yaşıyorum, 25 yaşındayım ve tam bir “espriyle” hayatımı sürdürüyorum. Hani bazen durup düşündüğümde, “Ya ben gerçekten her şeyi mi şaka yaparak çözmeye çalışıyorum?” diyorum. Ama sonra diyorum ki; “Neyse ki düşüncelerimi yazıya dökebiliyorum, böylece kimse beni kafasında yargılamaz.” Şimdi, gelelim günün en önemli sorusuna: Antepi’yi kim kurtardı? Ya da kurtardı mı? Bu gerçekten önemli bir soru mu? Hadi gelin, birlikte bakalım.
Antepi Kurtarmak: Gerçekten Ciddi Misin?
Şimdi düşünün, sokakta yürüyorsunuz, elinizde bir kahve var, hafif bir rüzgar esiyor, ama bir anda bir arkadaşınız gelip size şöyle diyor: “Antepi’yi kim kurtardı?” Evet, o kadar ciddi bir şekilde soruyor ki, o an ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Hemen içimden bir ses başlıyor: “Bunu ciddiye almazsan, kimse seni ciddiye almaz.” Ama dur, biraz bekle. Önce bu sorunun ne kadar ciddi olduğunu düşünmem lazım. Şaka olmasın?
Hayat, bazen gerçekten böyle ansızın karşınıza çıkıyor ve “Antepi’yi kim kurtardı?” sorusuyla sizi bekliyor. O an, beynimde bir kısa devre oluyor, çünkü ben aslında bir işyerinde, sabah kahvaltısı esnasında bunu şaka yollu söylediğimi fark ediyorum. Her şeyin üzerine düşündüm: “Antepi’yi kim kurtardı?” O kadar absürd ki, bir yanda şaka yapıyorsun, diğer yanda bu ciddi bir soru olabilir mi diye düşünüyorsun. Neyse ki, daha önce böyle şeyleri ciddiye almadım, yoksa belki şu an dünyayı kurtaran biri olarak anılacak mıydım?
Antepi’nin Durumu: Ciddi Olan Ne?
Antepi’nin kurtarılması konusu, başka bir seviyeye taşınabilir. Gerçekten bu kadar basit mi? Yoksa birinin kahramanlığına mı ihtiyaç var? Hani bir gün sokakta kahve içiyorsun, orada biri çıkıyor ve diyor ki, “Antepi’yi kurtarmalıyız, herkesin görevi!” Hah, burada çok değişik bir diyalog olabilir, değil mi?
Ben: “Aa, Antepi’yi mi? Dur, bakayım, sen kimsin?”
Arkadaşım: “Ya, işte, o antep baklavası vardı ya, onu kurtarmamız lazım!”
Ben (iç ses): “Bak, şaka yapıyor. Çünkü başka türlü, Antepi’yi kurtarmaya karar veren kim? O kadar kolay bir iş değil!”
Arkadaşım: “Gerçekten, bak, çok ciddi bir durum. Düşünsene, bütün baklavayı kaybettik!”
Ben (yine iç ses): “Bak, burada da işin sonunda bir şaka var, ama ben ciddiyetle yaklaşırım.”
Evet, durum böyle. Bir bakıma Antepi’yi kurtarmak, aslında hepimizin biraz eğlenceli bakış açısına sahip olduğu bir mesele. Yani, Antepi dediğimiz şey sadece Antep’ten gelen o nefis baklava mı, yoksa başka bir şey mi? Bu soruyu sorarken, kafamda “Kimse burada, bu baklavayı kurtaramaz” diyorum, çünkü baklava denince ciddi olamıyorum, içten içe zaten hep şaka yapıyorum. Ama bir taraftan da bir şeyler beni düşündürüyor, gerçekten Antepi’yi kim kurtardı, ya da kurtaracak mı?
Antepi’nin Kurtulacağına İnananlar: Biz mi, Başkası mı?
Bazı insanlar şaka yaparak kendini kurtarır, bazılarımız ise gerçekten ciddiyetle bu tür olayları düşünüp çözüm ararız. Mesela, o arkadaşım hala Antepi’yi kurtarma peşinde. Fakat günün sonunda, şunu düşünüyorum: “Antepi’yi kim kurtaracak?” Gerçekten, insanlar bu tür şakalara ne kadar önem veriyor? Bazen düşünüyorum, belki de bu şaka yapma alışkanlığım yüzünden bazı şeyleri gerçekten kafama takmıyorum, ama sonra o “kurtarıcı” düşüncesi gelip bir şekilde beni de etkiliyor. Evet, belki de Antepi’yi kim kurtardı? Biz! Birlikte yaparak, eğlenerek ama bazen biraz da düşündürerek…
Bir arkadaşım bunun üzerine şunu söyledi: “Antepi’yi bir kahraman kurtardı!” Bunu duyduğumda hemen kafamda bir kahraman profili oluşturuyorum: O kahraman, sadece baklava yemeyen biri olabilir mi? Belki de o “baklava sevmeyen” insanlar, gerçekten neye önem verdiklerini sorgulamayanlardır. Sonra dedim ki, “Belki de Antepi’yi kurtaran, baklavanın ardındaki gerçek anlamı çözen biri olmalı.” Kim bilir, belki de biz hep birlikte, küçük küçük adımlar atarak, bu baklavayı kurtarıyoruz.
Sonuç: Kurtaran Kim, Olan Kim?
Bunu şaka yaparak yazdım, ama şimdi düşündüğümde biraz daha derin bir anlam taşıyor. “Antepi’yi kim kurtardı?” sorusu, aslında bazen o kadar derin ki, sadece eğlenceli bir baklava meselesi olmaktan çıkıyor. Hani bazen küçük bir espri bile sizi düşündürmeye başlar, ya da düşündüğünüz şaka, başkalarına bir şeyler öğretir. Kim kurtardı, diye sorarken, aslında “Biz kurtardık” diyebiliriz. Hem de beraber gülerek, bazen şaka yaparak ve her şeyi biraz daha hafifleterek. Evet, belki de Antepi’yi kurtaran biziz. Ama kim bilir? Belki de tek bir baklava bile bütün dünyanın kurtulmasına yetebilir.